top of page

Vergi Ziyaına Ve Yürütmenin Durdurulmasına İlişkin Almış Olduğumuz Kararlar

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
    Av. Ahmet Yılmaz Yüksel
  • 22 Mar 2022
  • 3 dakikada okunur

DAVACI : XXXXXXXXXX

VEKİLİ : AV. AHMET YÜKSEL

Atatürk Cad. Çınarlı Mah. 61030 Sk. Tören Apt. K:6 N:12 Seyhan/ADANA


DAVALI :XXXXXXXXXX


DAVANIN ÖZETİ : Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 01/2010 dönemine ilişkin olarak adına salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve özel esaslara alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacı vekilince; müvekkilinin Ö.E adlı firmadan yapılan alışlar nedeniyle kod listesine alındığı, bu işlemin yasal ve hukuki dayanağının bulunmadığı, anılan mükelleften yapılan alışların KDV Kanunun 9 maddesi gereği sorumlu sıfatıyla % 90 oranında tevkifata tabi tutularak vergisinin ödendiği, bu hususun incelemede dikkate alınmayarak Kanunda yapılan düzenlemelere aykırı şekilde vergilendirme hatası yapıldığı ileri sürülmektedir.


SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, bu dönemde faturalarını alarak kayıtlarına geçirdiği mükellefin sahte fatura düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle sahte fatura içeriği vergi indirimlerinin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 29 ve 34. maddeleri uyarınca reddi suretiyle adına dava konusu cezalı vergilendirmenin yapıldığı, sahte belge içeriği vergilerin indirim konusu edilmesinin kabul edilemeyeceğine ilişkin birçok Danıştay kararının bulunduğu dolayısıyla da, tesis edilen vergilendirme ve ceza işlemlerinin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Karar veren Gaziantep 2. Vergi Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, davacının sahte fatura kullandığından bahisle adına salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin ve kod listesine alınmasına ilişkin işlemin hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.

Davacı özel esaslara alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Mahkememizin 2014/1207 esas numaralı dosyasında da dava açtığından, bu davadaki aynı istem mükerrer hale gelmiş olup; bu konudaki isteminin incelenmeksizin reddi gerekmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde; re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine olanak bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. Şeklinde tanımlanmış olup,maddenin 6. fıkrasında, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması re’sen takdir nedenlerinden sayılmıştır. Aynı Yasanın 3. maddesinin (B) bendinde; vergilemede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. ncu maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı kanun 34.ncü maddesinin 1.nci bendinde de, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen 23.12.2013 tarih ve 2013-A 3348/44 sayılı vergi inceme raporunda, yükümlünün bu dönemde faturalarını kayıtlarına geçirdiği Şehitlik Vergi Dairesi mükellefi Ö.E. hakkında sahte belge düzenlediği konusunda rapor bulunması nedeniyle, bu mükelleften alınan faturalar muhteviyatı katma değer vergileri indiriminin kabul edilmemesi suretiyle hazırlanan KDV beyan tablosunda uyuşmazlık konusu dönemlerde haksız yere iade alındığı ortaya çıkan katma değer vergisi üzerinden vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin salındığı anlaşılmaktadır.

3065 sayılı Yasanın yukarıda değinilen 29. ve 34 maddelerinde mükelleflerin adlarına düzenlenen belgelerde gösterilen katma değer vergisini indirebilmeleri için söz konusu belgelerin gerçek bir alım satım ilişkisine dayalı olması, vergisinin beyan edilmiş ve hazineye intikal ettirilmiş olmasının yanı sıra belge üzerinde verginin ayrıca hesaplanması ve bu belgelerin yasal defterlere kaydedilmiş olması gerektiği belirtilmektedir.

Davacının bu dönemde indirim konusu ettiği faturaların mevcudiyeti ve defterlere kaydıyla ilgili olarak yasada aranan şekilsel koşullarda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, ancak söz konusu belgeleri düzenleyen mükellef hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği konusunda tespit bulunduğu bahsiyle, belgeler içeriği indirimlerin kabul edilmediği görülmektedir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanılan durumlarda belgeler içeriği vergi hazineye intikal etmediğinden, beyan edilmemiş ve ödenmemiş verginin indirimi kabul edilmemektedir. Dolayısıyla vergi indirimi açısından en önemli husus indirim konusu edilecek verginin beyanı ve hazineye intikali olmaktadır. Olayda davacının tenkit edilen ve indirim konusu ettiği faturalar içeriği mahsüllerin gerçekten alındığının kabul edildiği ve gelir vergisi açısından tenkit yapılmadığı, ayrıca davacının belgeler içeriği vergini yüzde doksanını sorumlu sıfatıyla ve tevkifat yoluyla hazineye beyan ederek ödediği açık olduğundan verginin indirimi açısından yasada öngörülen en önemli koşul yerine gelmiş bulunmakta olup, söz konusu belgelerin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olup olmadığının olaydaki uyuşmazlık açısından ehemmiyeti kalmamıştır. Bu sonucu değiştirmeyeceğinden ve bu olaya münhasıran söz konusu belgeleri düzenleyen mükellef hakkında yapılan tespitlerin irdelenmesine gerek görülmemiştir.


Bu itibarla davacının tevkifat yoluyla beyan edip, ödediği belgeler içeriği katma değer vergilerini indirim konusu etmesinde Yasanın esasa ilişkin amacı ve vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas alınması yönündeki 213 sayılı Yasanın 3. maddesi hükmü açısından hukuki sakınca olmadığından, indirim konusu edilmesinde kanuni sakınca olmayan katma değer vergilerinin reddi suretiyle ve fazladan iade aldığı bahsiyle adına salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne, vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına, 10/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

XXXXXXXXX

Üye

XXXXXXXXXX

Üye

XXXXXXXXXX




Comments


bottom of page